İş Bankası’nın bir reklamında söylediği gibi hayatınız sadece iş ve ev arasında sıkışan insanlardan mısınız? Bunun dışında yaptığınız en büyük etkinlik internette zaman geçirmek mi? Modern zamanların en büyük sorunlarından biri olan hayatın hızına yetişememek kaygısını mı taşıyorsunuz?
Sizin için harika bir diyet var; Yavaş Medya Diyeti…
Sabrina David ve Jörg Blumtritt ve Benedikt Köhler; 31 Aralık 2009 günü ‘Yavaş Medya Manifestosu ‘ nu yayınlayarak hayattan tat almamızı engelleyen en büyük etkenin medya ve iletişim teknolojilerinin olduğunu ilan ettiler.
Telefon, internet gibi iletişim araçlarıyla ihtiya dahili dışında geçirilen zamanın bir çalıntı olduğu artık aşikar. Bu düşünürler de insanların hayattan gerçekten zevk almaları için yavaş yavaş teknolojiyi gereksiz yere kullanmaktan kaçınmak gerektiğini söylüyor.
İnsan zaman öldürmek adına teknoloji başındaysa ya da teknolojisiz yaşayamıyor fırsat bulduğu her an Twitter gibi Facebook gibi paylaşım sitelerinde soluk alıyorsa bu diyeti mutlaka uygulamalı.
Bu düşünce modern zaman insanları tarafında basit bir düşünce olarak görülebilir ancak şimdiden Amerika’dan Japonya’ya birçok ülkede büyük destek gördü. Bu görüşü destekleyen birçok insan gruplar kurarak etkinlikler düzenliyor ve hayatta zevk almak için uğraşıyorlar.
Yavaş medyanın en önemli ayaklarından biri televizyon. Çünkü televizyon hayatımıza girdiğinden beri onu bir türlü bırakamadık. Televizyon için birçok şeyi terk ettik ve internetle, cep telefonuyla devam etti bu. O yüzden yavaş medya diyetinde televizyon izlemek yerine kitap, dergi ya da gazete okuyarak ilk adımı atmak mantıklı olacaktır..
No comments:
Post a Comment