Sunday, October 27, 2013

Geldi Bahar Ayları, Başladı Diyet Çabaları!


geldi bahar aylari basladi diyet cabalari 1

Merhabalar...

Cipsiniz bir Kıbrıs yapıp geldi. Tabi blogta yokluğum fark edilmemiştir, gidip gelmem toplamda üç gün sürdüğü için, twitterda yokluğumu fark ettiniz mi sevgili followerslarım, canlarım. Burada bloggerin aşırı ilgiye aç yanı ortaya çıkmakta sevgili okuyucular. Son üç günde ne yaptın diye merak eden varsa, vardır dimi bir tane de olsa merak eden birileri, ona göre anlatacağım hani, o yüzden sordum.

En başta öğrendim ki, cep telefonu ve internet olmadan hayatım ve ben bir hiçiz. Babamın da sorduğu gibi merak etmekteyim Almanyayı Türkiyeden sayan Turkcell neden yavru vatanımızda o kadar pahalı konuşturuyor. Üstelik avea da dakikası 4 buçuk TL olunca, üç gün boyunca telefonum elimde aksesuar gibi bekledi, Benimki mesaj attı ben ilk çağdan kalma yöntemle çağrı attım ona. Bir dönem aklımdasın modunda çağrılaştık, sonra ben dayanamayıp aradım ama bir dakika sürmedi konuşmamız keseye zarar, üç gün mahrum kalsın sesimden dedim ve öyle oldu. Sonuç olarak üç gün sesimi duymayan sevgili, telefonla konuşmanın kıymetini anladı.

Otellerde açık büfe yemek sistemi bir an önce kaldırılmalı bence. Birincisi insan ne yiyeceğine karar vermekte zorlanıyor, ikincisi ne yiyeceğine karar veremediği için bir sürü yemeği tabağına alıyor ve bu zincirleme reaksiyon sırasında en son halkayı uygulayıp bir çoğunu yiyor. Bu üç gün boyunca deyimi yerindeyse hepimiz hayvan gibi yemek yedik, hepimiz üç kilo alıp dönmüşüzdür.

Normal günlük hayatına devam ederken başına gelmeyenler ne zaman bir yere gitmeye kalksan başına gelir ya hah bana da öyle oldu işte. Son bir kaç yıldır tutmayan bahar alerjisi polene mi ne olan alerji işte o tuttu, üç gün boyunca her ortamda foşur foşur burnunu çeken bir ben vardı benden ötürü. Birde mesela annem ne zaman anneannemlere kalmaya gitse benim hastalanacağım tutar, kadın gittiğine gideceğine pişman olur, ahanda bu sefer aynı şey benimde başıma geldi. Benim gideceğim gün hastalanmayı başaran sevgilim, üç gündür aynı hastalığa devam. Üstelik bir türlü iyileşmeyi de beceremiyor.

Türk kahvesi denilen şey hakikaten sadece Türkiye'de içilebilen bir şeymiş öğrendik en acı tecrübelerle. 3 gün boyunca içtiğimiz bir sürü kahve içtik ama hiçbirinin tadı tuzu köpüğü hiçbir haltı yoktu.

Adana'ya geri döndüğümüzde üç günde buraları ne kadar özlediğimizi ve her horozun kendi çöplüğünde öttüğünü en çok burada eğlendiğimizi anladık.

Gittim, gezdim, gördüm, yedim, içtim, geldim. Şimdi gerçek dünyaya dönme zamanı!

Aldı kilolar başını gidiyor yine. Sonumu hiç ama hiç iyi görmüyorum. Üstelik Haziranda nişanımın olma ihtimali %99,9 ve ben hala oturmuş dünya zevklerinin tadına varma derdindeyim. Bugünden itibaren yemek yiyerek hayattan zevk alma yöntemimden vazgeçiyorum. Pazartesi günleri diyete başlama özürlü olan ben yarından itibaren yeniden diyete başlıyorum. Bu devrim niteliğindeki kararı almış bulunmaktayım sonunda. Aklımda belirlediğim bir hedef var sizinle paylaşmıyorum bu sefer, hedefe yaklaşıp yaklaşmadığımı merak edenler elma-armut yöntemiyle sorabilirler, elma hedefe yaklaştığımı gösteriyor tabi ki.

Şu an ki yaşam tarzıma uygun bir diyeti iki gün içerisinde hayatıma uyarlamaya başlayacağım için, diyet listemi sizlerle paylaşamıyorum canlarım ama bir haftalık süreden sonra diyet listem sizlerle olacak. Eksiksiz, bahanesiz yapacağım bir şey daha var bu dönemde mekik çekmek!

Şimdi canlarım malum yaz ayı geliyor, fazla kilosu olan, üç beş kilo vermem gereken var diyen varsa bana katılabilir.

CYK son günlerini film şeridi gibi yazdıktan sonra aranızdan huzurla ayrılır.

No comments:

Post a Comment